Neoklasik Mimari Nedir?

Neoklasik mimari ilk olarak 18. yüzyılda geliştirildi. Neoklasik mimari genel olarak antik Yunan mimarisinden ve antik İtalyan mimarisinden etkilenmiştir. Bu akımda yapıların duvarları çok önemlidir. Bu akımla sanat mimariyle birleşiyor. Dikkat çekici özelliklere sahip neoklasik mimariler bugün bile önemini korumaktadır. Sade ve heybetli yapılar ön plana çıkmıştır. Neoklasik mimarinin en belirgin göstergesi sütunlardır. Neoklasik mimari, Rokoko akımına bir yanıttır. Dengeli, büyük ve simetrik mimariler kullanılmıştır. Neoklasik yapılar genellikle kamu binalarıdır.

Neoklasik yapıların en önemli örnekleri aşağıda sıralanmıştır:

  • Zafer Takı (Paris)
  • Madeleine Kilisesi (Paris)
  • Parlamento binası (Washington DC)
  • Brandenburg Kapısı (Berlin)
  • Mosta Rotunda (Malta)

Neoklasik Mimarinin Özellikleri Nelerdir?

Neoklasik mimarilerin özelliklerini incelediğimizde belli çizgiler göz önünde bulundurulur. Neoklasik mimaride duvarlar çok önemlidir ve genellikle farklı tasarımlara sahiptir ancak basittirler. Sadelik kavramı neoklasik mimarinin temel özelliklerinden biridir. Basit tasarımlarla harikalar yaratılır. Gereksiz ayrıntılar göz ardı edilir. Neoklasik mimaride sütunlar ve kemerler kullanılır. Simetrik binalar neoklasik mimarinin bir başka özelliğidir. Kubbeli çatılar, bir binanın neoklasik tarzda olduğunun bir işaretidir. Kubbeli bir yapıya ek olarak neoklasik akımda beşik çatılarda kullanılır.

Neoklasik Mimari Nerede Ortaya Çıktı?

Neoklasik mimari İtalya’da ortaya çıktı. 1700’lü yıllarda yapılan kazılar sonucunda mimaride bir devrim yaşandı. Akımın ana olayı, Pompeii ve Atina’nın antik yapılarında yapılan kazılardır. Neoklasik mimarinin başlangıcı Roma’da olmasına rağmen kısa sürede tüm Avrupa’yı etkileyen bir akım haline geldi.

Neoklasik Mimari Neden Ortaya Çıktı?

Neoklasik aslında Rokoko akımına karşıdır. İtalya’da basit yapıları yeniden popüler hale getirmek için ortaya çıktı. Bu, gereksiz süslemelere ve ayrıntılara aykırı bir fikirdir. Neoklasik mimari de Barok mimariye bir tepki olarak doğmuştur.

Türkiye’de Neoklasik Mimari Yapılar

Neoklasik mimarinin Avrupa’da yaygınlaşması Batılılaşmaya başlayan Türkiye’yi de etkilemiştir. Modern Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu’nun neoklasik mimarisi son zamanlarda Türkiye’de etkisini göstermiştir. Türkiye’de çok sayıda Neoklasik mimari eseri görmek mümkündür.

Neoklasik mimarinin başlıca örnekleri aşağıda listelenmiştir.

1. İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de yapılmış en eski müzelerden biridir. 19. yüzyılda inşa edilen yapı, Türkiye’nin en önemli Neoklasik yapılarından biridir. Yapının önünde dört sütunun olması ve beşik çatı üslubu Neoklasik yapı üslubunun ana göstergesidir.

2. III. TBMM Binası

Meclis binasının yapımına 1937 yılında başlanmış ve 1960 yılında bitirilmiştir. Daha önce farklı bir bina kullanılırken burası yapılıp meclis taşınmıştır. Binanın ön yüzünde sütunlar görülmektedir.

3. Tophane Saat Kulesi

Tophane Saat Kulesi 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Saat kulesindeki detaylar Neoklasik mimarinin en belirgin özellikleridir.

Türkiye Tatillerinde Neoklasik Yapılar Turlara Eklenmeli mi?

Neoklasik mimari eserlere bakıldığında dünyanın en önemli yapılarının da bu tarzda yapıldığı görülmektedir. Dünyanın her yerinden insanlar da gittikleri şehirde bu yapıları ziyaret etmektedirler. Bu nedenle Neoklasik yapılar turlara dahil edilmesi gereken yapılardır. Bu yapılar mutlaka ziyaret edilmesi gereken özel yerlerdir. Türkiye’deki Neoklasik yapılara bakıldığında bu yapılar Türkiye’nin turistik bölgelerinde yer almaktadır. Bu nedenle bu yapıların turlara eklenmesi gerekmektedir. Türkiye’de gezilecek en iyi yerler olan yazımıza da göz atabilirsiniz.

Neoklasik Mimari Örnekleri Nelerdir?

Neoklasik Mimari örnekleri aşağıda listelenmiştir.

  • Beyaz Saray

ABD’nin Washington DC şehrinde bulunan ve 1792 ile 1800 yılları arasında inşa edilen Beyaz Saray, Başkan John Adams’tan bu yana her ABD Başkanının resmi konutu olarak hizmet vermiştir. İkonik bir yapı olan Beyaz Saray, simetrisi ve çarpıcı boyutuyla göz alıcı bir örnektir.

  • Buckingham Sarayı

Birleşik Krallık’ın Londra şehrinde yer alan bu görkemli saray mimari bir eserdir, 1703 yılında inşa edilmiş olmasına rağmen sonradan birçok ekleme ve değişiklik yapılmıştır. Modernize edilmiş Doğu Kanadı 1850’de tamamlandı. Buckingham Sarayı’nın dış cephesi, Kral George IV’ün favorisi olan Fransız neoklasik mimari tarzından esinlenmiştir.

  • Le Petit Trianon

Fransa’nın Versailles şehrinde bulunan ve yapımı 1762 ile 1768 yılları arasında tamamlanan Le Petit Trianon, Ange-Jacques Gabriel tarafından tasarlanmıştır. 18. yüzyılın başlarındaki Rokoko tarzından Neoklasik tarza geçişin simgesi olan bu eşsiz yapı, Versay’daki Versay Sarayı’nın arazisinde yer almaktadır. Tamamlanmadan önce ölen Louis XV’in metresi Madame de Pompadour’un anısına yapılmış özel bir anıttır.

  • Kuzey İtalya: Villa Tittoni Traverse

İtalya, Desio’da bulunan bu eşsiz bina, Neoklasik mimariyle ilişkilendirilen etkileyici bir yapıdır. 1776 yılında yapılan bu eser Giuseppe Piermarini tarafından tasarlanmıştır. Binanın cephesine daha sonra 1840’larda mimar Pelagio Palagi tarafından eklemeler yapılmıştır.

Neoklasik Mimaride Hangi Malzeme Kullanılır?

Neoklasik mimaride eserler taş cepheler, kırmızı tuğla, sarı tuğla ve taş görünümünü oluşturacak çeşitli malzemelerle inşa edilir. Her biri farklı bir öğe karışımı kullanırken stil açık ve tutarlı olmalıdır.

1900’lerin bu modern binasının, saf bir Palladian estetiğini yansıtacak bir görünüme kavuşması gerekiyordu. Bu eserlerin çarpıcı özellikleri, yükselen mermer sütunlar, düz eşikler ve sütunlar ve antik yapı malzemeleri kullanılarak modern Neoklasizmin çarpıcı perspektifini yansıtıyor.

Yorum yapın